TÜM KOCAELİ TEŞKİLATLARI YOĞUN İLGİ GÖSTERDİİYİ Parti İzmit Dernekler Yerleşkesinde “İkinci İhanet Sürecine Hayır!” konulu konferans düzenledi. Programa; İYİ Parti Milli Güvenlik ve Göç Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cenk Özatıcı, İYİ Parti Kocaeli İl Başkanı Kamil Şirin, İYİ Parti Kocaeli İl Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Mutlu Sarı, İYİ Parti İzmit İlçe Başkanı Haluk Tamyüksel, İYİ Parti Darıca İlçe Başkanı Hatice Pınar Demirel, İYİ Parti Gebze İlçe Başkanı Birol Elüstü, İYİ Parti Kocaeli eski İl Başkanı Nusret Acur, il ve ilçe yöneticileri katıldı. Konferansta konuşan Milli Güvenlik ve Göç Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cenk Özatıcı, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temeli, evrensel başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’tür."“MİLLET OLARAK AZİM VE KARARLILIKLA YOLA ÇIKTIK”19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığında, Nutuk’ta memleketin durumu hakkında şunları söylüyor: “Osmanlı ordusu ağır bir şartlı teslimiyetin altına girmişti. Millet, yorgun ve fakir bir haldeydi. Vahdettin, şahsını ve yalnızca tahtını korumaya yönelik alçakça tedbirler arayışındaydı. Bakanlar kurulu aciz, haysiyetsiz, korkak ve sadece padişahın iradesine bağlıydı. Kendi geleceklerini kurtarabilecekleri her türlü duruma razıydılar.” O günlerde barış diyenler, “aman sessizlik olsun” diyenler, “manda” isteyenler varken; gerçek vatanseverler, Kuvayı Milliye’ydi. Vahdettin’in gözü İngiliz zırhlısındaydı, ama Türk milletinin evlatları Bandırma Vapuru’na binerek kurtuluş mücadelesine atıldı. Saray aynı saraydı ama biz, millet olarak azim ve kararlılıkla yola çıktık.“TÜRKİYE ÜZERİNDE HESAP YAPIYORLAR”Bugün de o günlerde olduğu gibi, Türkiye üzerinde hesap yapanlar var. Türk yurdu üzerinde haritalar çizilmeye çalışılıyor. Ama Türk milleti, hem kaderini hem haritalarını kendi kanıyla, kendi iradesiyle çizmeyi başarmıştır. Bugün, bu ihanet sürecinin bir başka boyutunu, yani Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve onun sonuçlarını konuşacağız. 2003 yılında dönemin Amerikan Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Washington Post’ta bir makale yayımladı. Türkiye’de sıkça yanlış anlaşılan bu yazıda Rice, “22 ülkenin sınırları değişecek” dememişti. “Sınırlar dönüşecek” demişti. Irak’a baktığımızda bu dönüşümün ne anlama geldiğini görüyoruz.“SURİYE PARAMPARÇA”2003’te işgal edilen Irak, 2005’te yeni anayasa ile fiilen parçalandı. Kuzeyde Barzani, Talabani ve PKK; güneyde Şiiler; orta bölgede Sünniler arasında fiili bölünme gerçekleşti. Irak haritaya bakınca hâlâ aynı görünüyor, ama sınırlar dönüştü. Devletin merkezi gücü fiilen sona erdi. 2 Mart 2011’de Suriye’de iç savaş başladı. Merkezi hükümet çöktü. Bu boşlukta, Suriye’nin kuzeyine PKK’lı gruplar yerleşmeye başladı. 2013’te “Rojava” adı altında özerk bölgeler ilan edildi. 2016’da Suriye’nin kuzeydoğusu tamamen ele geçirildi. Bugün Suriye haritada yine tek parça gibi görünüyor. Ama fiiliyatta ülke paramparça halde: Güneyde Dürziler, Batıda Nusayriler, Kuzeydoğuda YPG/PKK Doğuda çeşitli aşiret grupları.“TERÖR DEVLETİ YAPILANDIRILDI”Yani haritada bir değişiklik yok, ama sahada büyük bir dönüşüm yaşanmış durumda. Üstelik bu yapının arkasında açıkça ABD ve Fransa gibi ülkeler var. Suriye’nin kuzeyinde, PKK tarafından bir terör devleti yapılandırıldı. ABD, bu süreçte sadece Irak’ta ve Suriye’de ayrı yapılar kurmakla kalmadı, bu iki yapıyı birleştirmeye çalıştı. 17 Şubat 2020’de ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi, Barzani ile birlikte YPG yapılanmasını birleştirmeye çalıştıklarını açıkça ifade etti. 29 Mayıs 2020’de, YPG’nin sözde lideri Mazlum Kobani şunları söyledi: “Barzani ile diyaloğun ilk aşamasını tamamladık. Birlikte bir yapı inşa edeceğiz.” Yani Irak’ın kuzeyinde kurulan yapı ile Suriye’nin kuzeyindeki yapı, ABD ve Fransa tarafından birleştirilmiş durumda. Böylece Türkiye sınırının hemen güneyinde, 289 kilometre uzunluğunda bir terör devleti altyapısı oluşturulmuş oldu.“TÜRK MİLLETİNE SÖYLENMİŞ EN BÜYÜK YALAN”Amerika istiyor, AKP hükümeti de kabul ediyor. Ortada olan budur. Suriye’de bir dönem parti isteyenler, şimdi Suriye’nin kuzeyinde YPG’nin devlet ilanını sessizce destekliyor ve bu gelişmeyi vatandaşlardan gizlemeye çalışıyorlar. Efendim, bakın; bizim buradaki argümanımız son derece net, mantıklı ve akılcı. Suriye’nin kuzeyinde emperyalistlerin desteğiyle eğitilmiş, donatılmış, beslenmiş ve yönlendirilmiş seksen bin kişilik YPG silah bırakmadığı sürece; İran’da PJAK, Irak’ta PÇDK silah bırakmadığı sürece; KCK terörü reddetmediği sürece, PKK silah bırakıyor demek Türk milletine söylenmiş büyük bir yalandır. Biz bu gerçeği söylüyoruz.“NEYİ KUTLUYORSUNUZ?”PJAK açıkça diyor ki: “Biz silah bırakmayacağız.” YPG Suriye’de diyor ki: “Bizi ilgilendirmez, silah bırakmayacağız.” Kandil, Mahmur, Hevler, hepsi aynı şeyi söylüyor. Ama bizim yerli basınımız, mütevazı bir kutlama havasında. Neyi kutluyorsunuz? Türk milletine neden yalan söylüyorsunuz? Dolayısıyla silah bırakma meselesi bir mizansendir. Efendim, televizyon kanallarında kutluyorlar. Açıkça söylüyorum: PKK’nın sözde fesih bildirisini okumuş, anlamış bir kişi eğer bu bildiriden Türk milleti adına bir fayda umuyorsa, o açıkça bir vatana ihaneti kabul etmiş demektir. Çünkü o bildiride deniyor ki: Türk devleti soykırımcıdır. Mecbur kaldı, diz çöktü bize. 1924 Anayasası hedef alınıyor. Cumhuriyetin kurucu tapusu olan Lozan yok sayılıyor. Milli ve üniter devlet yapısı hedef alınıyor. Ama bazı siyasi partiler buna memnuniyetlerini bildiriyor. Bu nasıl bir iştir? Neden bu kadar memnunsunuz?“KARAR VERME ZAMANI”Artık bir elime ayı, bir elime güneşi alarak siyasi kariyer inşa etme devri bitmiştir. Atatürk’ün mirası üzerinden etnik bölücülüğe alan açma dönemi sona ermiştir. Artık karar verme vaktidir, ya emperyalizmin değnekçisi olursunuz ya Lozan’ın, Cumhuriyet’in, Atatürk’ün izinden gidersiniz ya da Türk milletinden yana saf tutarsınız. Bu mesele siyasi menfaatlerle görmezden gelinecek bir mesele değildir.“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ PAZARLIĞI YAPILIYOR”PKK terör örgütünün elebaşlarından Murat Karayılan, sözde fesih bildirisinden bir gün sonra açıklama yaptı. Diyor ki: “2016’daki direnişin ardından büyük bedeller ödedik. Düşman bizi teknikle bitirmek istedi, biz direndik. Bu yüzden Devlet Bahçeli çağrı yaptı, başka yol kalmadı.” Yani pazarlıksız teslim yokmuş. Ama aslında pazarlık var. Açıkça anayasa değişikliği pazarlığı yapılıyor. Üç kişi anayasa açıklaması yapıyor: Murat Karayılan, Duran Kalkan ve Cumhurbaşkanı danışmanı Mehmet Uçum. Üçü de anayasada değişiklik gerektiğini söylüyor. Bu bir şeyin göstergesidir. Bu, PKK ile anayasa pazarlığı yapıldığının göstergesidir.“DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK DAHA PERVASIZLAR”AKP çıkıp “Bizi kandırdılar” diyebilir. Ama bu Türk milletini kandırmaya teşebbüstür. Ve pazarlık ortada: Pazarlık yok diyorsunuz ama ortada açık bir teslimiyet var. Emperyalizme teslim olmuş bir hükümet var. 3 gün önce KCK diyor ki: “Amerika ve İsrail’in bizim üzerimizde planları var.” Bu planlar yeni değil. 1971’de Molla Mustafa Barzani, “Biz Amerika’nın 51. eyaleti olacağız,” demişti. O günden bugüne değişen bir şey yok. Sadece daha pervasızlar. Biz de diyoruz ki: Dayandığınız emperyalist güçlerin sonuyla kendi sonunuzu karıştırmayın. Emperyalizmin kuklaları, etnik bölücüler, PKK sempatizanları, İmralı, Kandil, Erbil, YPG, KCK, DEM; siz hepiniz birsiniz, biz de Türk milletiyle biriz.“ESAS MESELE YENİ ANAYASA”Mustafa Kemal Paşa, Cumhuriyet’e başkaldıranlara nasıl muamele ettiyse, bugün de aynı muamele yapılacaktır. Takiyeye yer yok! Değerli Kocaelililer, esas mesele şudur: Suriye, Öcalan, Cumhur İttifakı, DEM, HÜDA-PAR değil. Esas mesele “Yeni Anayasa”dır. Pazarlık ortadadır. Örneğin 24 Eylül’de Devlet Meclis Başkanlığı’na 103 tane kanun teklifi veriyor. Hepsinde “Umut Hakkı Öcalan” yazıyor. 1 hafta sonra “Umut Hakkı’ndan istifade edecekler” açıklaması geliyor. Bu bir tesadüf mü? Ya DEM Parti önceden biliyordu, ya da zaten bir anlaşma yapılmıştı. Bahçeli 1 Ekim’de elini uzatıyor, 2 Ekim’de DEM Parti açıklama yapıyor: “Yeni Anayasa’ya katkı verebiliriz.”“BU SİYASET DEĞİL MİLLİ GÖREVDİR”Pazarlık şu: 66. maddeyi kaldır. Anayasadan “Türk milleti” ibaresini çıkar. Karşılığında ömür boyu başkanlığı al. Pazarlık bu kadar net! İYİ Parti bu pazarlığın karşısında direnen tek siyasi partidir. Bunun için diyoruz ki: Evde, çarşıda, mezarlıkta, kadın-erkek, genç-yaşlı herkes bu ihanete karşı direnmeli. Çünkü bu artık siyaset değil, bir milli görevdir. Yeni milli kimlik lazımmış! Ne oldu? Eski milli kimliğinizi Meclis koridorlarında mı kaybettiniz? Türk milletinin kimliği değiştirilemez. Bu ülkede tek bayrak vardır: Türk bayrağı. Tek devlet vardır: Türkiye Cumhuriyeti Devleti.kaynak Kocaeli Gazetesi.









